KARTEPE ZİRVESİ-DİRENÇLİ ŞEHİRLER VE ŞEHRİN DÖNÜŞÜMÜ

Şehircilik buluşmaları geleneksel hale getiren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, dördüncü Kartepe Zirvesini 24-27 Mart tarihleri arasında düzenlendi. Bu dönemin konusu, “Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü” oldu. Şehirlerin ve insan yerleşimlerinin güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir olması için 22 ülkeden 280 konuşmacı, 15 panel ve 26 akademik oturumla dört günlük bir beyin fırtınası yapıldı. Şehirlerin iklim değişikliği sonuçlarına, doğal afetlere karşı nasıl güçlü hale getirilebileceği sorusuna cevap arandı.
İlk gün açılışta Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi L. Viton ve Bakan Murat Kurum konunun önemi ile yerel, ulusal ve uluslararası boyutlarına dikkatleri çektiler. Keynote konuşmacı olan Almanya eski federal başbakanı (şansölye) G. Schröder Ukrayna ile Rusya savaşına da dikkat çekti.
Zirvenin diğer günlerindeki oturumlar akademisyenlerin araştırmalara dayalı sunumlarında pek çok konu ele alındı. Bu tür programlarda ilgili alanda çalışan akademisyenler çalışmalarını sergilemektedir. Bu sebep böyle programlar akademik fuar ve sergi niteliğindedir. Bunlardan uygulamacılar da istifade ederlerse maksat gerçekten hasıl olmaktadır. https://www.kartepezirvesi.com/index.php/hakkinda/index
Benim başkanlığını yaptığım oturumda, kentsel bağışıklık ve sürdürülebilirlik tartışıldı. Burada salgın hastalık sürecinde kentsel bağımlılık konusunda yerel yönetimlerin rollere ele alındı. Gerçekten çok boyutlu bir konu; imardan park düzenlemesi, sosyal yardımlara kadar pek çok konuyu içermektedir. Diğer bir konu suya duyarlı şehir örneği olarak Ankara ile ilgili araştırmadır. Sakin kent araştırması olarak Seferihisar ve Halfeti örneklerinde turizmin gelişmesiyle beraber nüfus artışı, bu konuyu tartışılabilir hale getirmektedir.
Programda yer alan ana başlıklar şöyledir:
Dirençli şehirler, afet yönetimi, enerji: Şehir odaklı afet risk yönetimi yaklaşımları,
Kentsel direnç oluşturma mekanizmaları: Sürdürülebilir kentleşme dinamikleri ve dirençli şehirler,
Dirençli şehirler – dünya deneyimleri,
Vizyoner yönetim: Şehirlerde kapsayıcı ve ileri yönetim arayışı,
Sosyal politikalar: Şehirlerin sosyal değişimi ve politika araçları,
Pandemi ve kent yönetimi: Salgın ortamında şehir yönetilebilirliğinde kısıtlar ve çözümler,
Pendemi ve kentsel direnç: Şahir yaşamında pandemi kaynaklı sorunlar ve çözümler,
Pandemi ve toplumsal hayat: Pandeminin toplumsal hayata etkisi ve şehir yaşamı,
Afet yönetimi: Kentsel yaşanabilirlik için afet yönetimi: Tanımlar ve çözümler,
Afet yönetimi: Şehirlerin afet dirençliliğinde disiplinlerarası yaklaşımlar,
Göç: Bir inşa ve yıkım kaynağı olarak göçün kentsel yaşama etkisi,
Akıllı şehirler: Akıllı şehir analizleri ve modeller,
Akıllı şehirler; Akıllı şehir kavramı ve sürdürülebilir ket yaşamı,
Kentsel bağışıklık ve sürdürülebilirlik,
Tarım ve gıda politikası: Tarım ve gıda politikalarının şehir yaşamına ve tedarik ağlarına etkisi,
Kent ekonomisi: Şehirlerde ekonomik değişim,
Sosyo ekonomik politikalar: Kentleşmenin sosyo ekonomik dinamikleri,
Çevre, iklim değişikliği ve kentler,
İklim: İklim değişikliği ve kentleşmenin durumu-geleceği,
Çevre: Doğa ve kent/mekanda çevreci kentlilik, İnsan odaklı kentleşme ve çvreci politikalar-uygulamalar,
Atık yönetimi: Sürdürülebilir modern kentleşme süreci ve atık yönetimi yaklaşımları,
Sürdürülebilir mimari: Şehirleşmenin kalite ölçeği olarak mimari ve şehrin yönetimi,
Sürdürülebilir mimari: İnsan-şehir-doğa ilişkisinde mimari yaklaşımlar,
Sürdürülebilir kentleşmede refah ve güvenlik bağlamlı mimari yaklaşımlar.
Görüldüğü gibi, pek çok alanda akademisyenlerin yaptıkları uzun soluklu çalışmalar burada sunulmuştur. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu tebliğlerin özetlerini 296 sayfalık kitap olarak basmıştır. Ayrıca pek çok poster bildiri yer almıştır.
Akademik camianın çalışmalarını değerlendiren ülkeler veya sektörler önemli ivme sağlamaktadır. Buna karşılık bu çalışmaları görmezden gelen veya dikkate almayan kesimler ise ciddi hatalarla kayıplara uğramaktadır. Bunun için denilir ki, “marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir”. Mesela, bir ev hanımının bu tebliğlerde dikkatini çeken konu salgın döneminde evlerin balkonları oldu. Çünkü dışarı çıkmanın yasak olduğu zamanlarda insanlar en fazla dışarıyla teması, balkonlarında sağlamaktadır.
İklim değişikliği ve çevre sorunlarının üstesinden gelmek, teknolojik ilerlemeleri engellemekle değil, teknolojiyi geliştirmekle olur. Zira teknoloji ile değişen ihtiyaçlar, alışkanlıklar tüketimi artırmaktadır. Bu gelişmelere ancak kendi teknolojimizi de geliştirmemizle gerçekleştirecektir. Ayrıca halkı dirençli kentler konusunda bilinçlendirmek gerekir. Bu konuda komşuluk ilişkileri geliştirilmelidir. Ancak geçen hafta gündeme getirdiğimiz Gençlik-2021 araştırmasında Z kuşağının komşuluk konusunda pek de duyarlı olmadığı ortaya çıkmıştır. Oysa şehircilik ve belediyecilik komşuluk ilişkileriyle yakından ilişkilidir.
Zirvede somut öneriler de talep edildiğinden, hem Marmara Denizinde kıyısı olan bir büyük şehir belediye başkanı hem de Marmara Belediyeler Birliği başkanı olarak Tahir başkana Marmara denizindeki müsilaj için önerim şudur: Marmara denizi civarı 25 milyonu geçen yerleşim yeri nüfusu ve Türkiye’nin sanayi merkezi olarak OSB’lerle her gün milyonlarca metreküp atıksu ile kirletilmektedir. Karadeniz’den gelenler hariç… Bunun çözümü ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulmasıdır, bu da önce yatırı ister… Ama ilk önce atıksu üreten kurumları biraya getirecek “Su ve Atıksu Birliği”nin kurmak gerekir. Bilindiği gibi, çevre konularında kurulan birliklere ilgili idarelerin katılması zorunludur. Böylece bu idareler, birlik çatısı altında birbirlerini kontrol edebilecekler, ortak politikalara geliştirebilecekler, Bakanlık daha kolay kontrol edebilecektir. aşkanlığını yaptığım