AHLAK, EDEP, SAYGI, EMPATİ, ERDEM... NEREDELER?

İnsanların hayatında olduğu gibi toplumların hayatında da olağanüstü zamanlar vardır. Ferdin ve toplumun kalitesi böyle zamanlarda ayan beyan ortaya çıkar.
Döviz/faiz üzerinden oynanan iğrenç oyunlar yaklaşık iki aydır ekonomide olağanüstü zamanlar yaşamamıza neden oldu. Ne yazık ki, ferd ve toplum olarak kötü bir sınav veriyoruz. Her türlü fırsatçılık ve stokçuluk gırla gidiyor. Dolar yüzde kırk artmış beyefendi yüzde yüz/ yüzde iki yüz zam yapmış bir de sırıtarak "alırsan abi" veya daha amiyane tabiriyle "yersen abi" diyor.
Daha düne kadar "çarkıt velesbitle" gezen Konyalı bugün lüksün lüksü araçlara sahip olmuş ama gözü hala aç.
Hacı abinin kirada yirmi tane dairesi var. Dolar artmış ya, hacı abinin kirası aşağıda mı kalsın fırsat bu fırsat katla ikiye..
Sıradan evlerin kirası ikibin lira olmuş, yeni yuva kuracak gençler ne yapacak nasıl yuva kuracak bu çocuklar.. İnsafınız yok sonra genç nesilden saygı bekliyorsunuz.
Zam gelecek ucuz fiyattan ne alabilirsem kar diye benzin istasyonları önünde kuyruklar oluşturuyoruz, market rafları adeta saldırı altında. Durun yahu!!!
Ne oluyor, felakette mi kaldınız. Algı operasyonlarının kurbanı olmayın. Yıkım ekibinin değirmenine su taşımayın.
Bu tezgâhı kuranlar tamda böyle davranmanızı istiyorlar. Biraz sabretseniz ölmezsiniz.
Herşey berbat, battık bittik, ekonomi çöküyor, daha kötü günler bizi bekliyor gibi hain söylemler bir büyük çökertme planına hizmet ediyor.
Artan fiyatlar karşısında makul bir şekilde kendini korumak, korumaya çalışmak elbette normal karşılanır. Ama stokçuluk, fırsatçılık açıkça ahlaki zaafiyettir. Düşük ahlaktır. Bir arkadaşımın yaşayıp paylaştığı ibretlik olayı aktarmak istiyorum.
"Sabah markette alışveriş yaparken portakal almaya gittiğimde biri 1.99 TL, diğeri 3.99 TL olan iki farklı cins portakal gördüm.
Biraz daha kaliteli olduğu için 3.99 olana gittim. Yanımda benimle birlikte aynı portakaldan alan bir adam daha vardı.
Ben bir şey demeden "İçine ettiler memleketin" diye laf attı, cevap vermedim.
"Tarımı bitirdiler, şu fiyatlara bak." dedi, yine cevap vermedim.
"Marketler de şerefsiz, belediye satış yapmaya başlayınca hemen fiyatları düşürdüler" dedi, tebessüm ettim sadece.
Sonra birlikte kasaya doğru ilerledik. Kasadaki hanım, portakalı tartarken 1.99'luk olandan mı yoksa 3.99'luk olandan mı aldığını sordu.
Adam pahalı olandan almasına rağmen 1.99 olandan aldım dedi.
Belki yanlışlıkla söylemiştir diye bekledim ama düzeltmedi.
Beyefendi yanlış hatırlıyor herhalde, 3.99 olandan aldı, dedim.
Kıpkırmızı oldu.
Aldığı alacağı 2 kilo portakalda yapacağı sahtekârlıkla edeceği en fazla 4 lirayı kâr saydı zavallı. Belki de ne zorluklarla kazandığı paraya, kim bilir kaç kere böyle ufak ufak haramlar kattı. "
Rahmetli Erbakan Hoca’yı hatırladım, bıkmadan usanmadan "önce ahlak ve maneviyat" derdi.
Ne kadar isabetli bir söz…
Rüzgara kapılmayın.., (eski tabirle) tezvirata kulak asmayın, şöyle biraz sükunet içinde düşünün.
Son bir yılda trafiğe kaydolan araç sayısı bir milyon adet… (Yani hala yüksek bir alım gücü var)
Son rakamlara göre bankalardaki döviz cinsinden mevduat yaklaşık ikiyüzkırk milyar dolar (yani döviz kıtlığı yok)
Son ihracat rakamları yaklaşık iki yüz yirmi milyar dolar. (Yani ürettiğimizi satabiliyoruz pazar problemi yok)
2021 yılı yaklaşık on iki milyar dolar cari açık ile kapanacak. Bu kırk beş milyar dolar seviyesinden buraya geriledi. (Yani sürekli istikrarsızlık üreten cari açık problemi kararlı bir duruşla yakında çözüme kavuşacaktır.)
Bunların pratik hayattaki karşılığı sabredip devam edebilirsek daha bağımsız ülkede müreffeh günler göreceğiz demektir.
Yazıyı yine Erbakan Hoca'yı anarak bitirmek istiyorum. Önce ahlak ve maneviyat...