TRT “TEŞKİLAT” DİZİSİ-1

Geçen dost meclisinde bazı dizilerin adlarını hatırlamaya çalıştık, ama pek çoğunu hatırlayamadık. Sadece Sultan II. Abdülhamit’in oynadığı, Alpaslan’ın oynadığı film dizisi şeklinde söylendi. Alpaslan dizisinin oynadığı yılda yeni doğan erkek çocuklara Alpaslan isminin fazlaca konulduğunu da öğrendik.
Filmler acaba tek mi izleniyor yoksa grup olarak mı izleniyor? Tabii orada da yorumlar ortaya çıkıyor.

Bazı filmler milli hislerimizi yükseltiyor, yaşadığımız olayları farklı açılardan değerlendirme imkanı sağlıyor ve bazen küçük teferruatların ne derece önemli olduğu anlaşılıyor.
.
Birkaç yıldan beri TRT-1’de Pazar akşamları oynayan “Teşkilat” adlı dizi filmin bu hafta 127’ci bölümü gösterildi. Ülkenin resmi televizyonunda, logosu ve binalarıyla Milli İstihbarat Teşkilatı vurgusu yapılması muhakkak diziye daha da büyük önem katıyor. Kullanılan sloganlar da bu kurumla ilgili... Mesela “Devlet görevlisi kanun ve nizama göre hareket eder. Akılla iş yapılır; kan dökerek iş yapılmaz, Devlet buna izin vermez.” Sözleri önemli mesajlar veriyor.

İlk bölümlerde Ankara'daki “Kale” denilen merkez bina gösterilirken şimdi İstanbul’daki bina gösteriliyor, demek ki İstanbul daha önemli hale geldi.

Her döneminde istihbarat faaliyetlerinin olduğunu görüyoruz. Mesela Nizamülmülk devlet yetkililerinin (vergi toplayanlar, valiler, kadılar vs) hakkında yeterli bilgi edinmediğinden şikayet ederek Gazeli Mahmut’un casusluk sistemini benimser, iç istihbaratı kullanır. Hatta ona göre casusların sınırlar dışına çıkmalarını da profesyonel casusluğu geliştirerek, bu şekilde haberdar olan padişah (devlet) düşmanlarını tepeleyebilir, planlarını bozabilir. Osmanlı’da tekke ve zaviyeler bu konuda aktif rol oynar.

Devletin güvenlik hizmetlerinde istihbaratın önemli bir yeri vardır. Muhakkak buradaki zaafiyet veya başarı tüm sistemi etkiler. Devletin hakimiyeti ve milletin güvenliği bütün olarak kamu hizmetlerinin koordineli şekilde yapılmasına bağlıdır. İstihbarat kamu hizmeti olarak maddi ve beşeri kaynaklar kullanılarak yapılır. Güvenlik ve istihbarat için yapılan kamu harcamaları mali sistemin bir parçasıdır.
Haberleşmenin daha çok önem kazandığı günümüzde insan hakları, hukukun üstünlüğü bağlamında da güvenlik çok önem taşır. Devlete ve kurumlarına güven yanında toplumsal huzur ve sağlıklı bireyler için ayrımcılığa geçit verilmeyip kardeşliğin, iyi vatandaş olmanın gereklerinin yerine getirilmesinin üzerinde durmak sağlanmalıdır

Tarihi dizilerde veya başka dizilerde de istihbarat konuları yer alabiliyor. Filmleri finanse eden ve senaryo yazarlarının hedefleri önemlidir. Dizide polisiye filminden ziyade istihbarat teknikleri ve felsefesinin de verilmesi hem iç hem dış istihbarat sağlanması bakımından dikkate alınmaktadır.

Söz konusu dizide şahıslardan ziyade ülkenin bekasına dikkat çekiliyor. Son bölümlerde mafya ilişkileri yer alıyor.
Düşmanla hatta düşmanlarla mücadele ederken “acaba düşmanlarımız tek mi çok mu? Nerelerde birleşiyorlar nerede ayrılıyorlar?

Bazı bölümlerde dünyada ileri gelen istihbarat teşkilatlarıyla çatışmalar da yer alıyor. CIA, MOSSAD, SAVAK gibi istihbarat teşkilatlarının faaliyetleri ve mücadelesi...
Tabii insanın aklına şu geliyor: bunlar yaşanan tecrübeler mi ya da kurgular mı? Hatta bu düşman gruplar neredeyse bir ordu gibi donanımlı savaşan unsurlara sahip olunca bu devlet için bir zafiyet göstergesi olarak algılanabilir mi? Dolayısıyla devletin gücüyle ilişkili… Siyasetle, şirketlerle, sivil toplum örgütleriyle, akademik kurumlarla, araştırma merkezleriyle, tabii ki askerle, polisle ve yargı ilişkiler öne çıkıyor, herkes mesleğine, tecrübesine göre yorum yapabiliyor.