PKK silah bırakır mı?

Evet, gele gele geldik gündemin bam teline… Biliyorsunuz, tarihi olaylar yaşanıyor ülkemizde. Süreç, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında terör elebaşı, bebek katili Abdullah Öcalan’ın TBMM’deki DEM’in grup toplantısına gelsin konuşsun, teröre silah bırakma çağrısı yapsın, sonra da serbest bırakılsın, mealindeki açıklamasından sonra başladı. Gerçi bir gün sonra TUSAŞ’a yönelik PKK terör örgütünün terör saldırısı gerçekleşti ama bizim görebildiğimiz kadarıyla, Sayın Devlet Bahçeli’nin bu olaylar da hızını kesemedi ve en sonunda da TBMM’de DEM ekibini ağırlaması ile işler tam anlamıyla pik noktasında bir gelişmeye dönüştü.

Şimdi, burada Sayın Devlet Bahçeli’nin ne yapmaya çalıştığını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la oluşturulan siyasetin neleri kapsadığını anlamak doğal olarak çok önemli hale gelmiş oldu.

Zaten, Türkiye’nin Ayn El-Arap’a yönelik bir operasyon düzenlememesi, konuyu bir nevi de Suriye’de yeni gelen rejimin inisiyatifine bırakması, bölgede çok önemli gelişmelerin yaşanacağının işaretleriydi de işte vatandaşlarımızın çok fazla kafasının karışık olduğu noktasında bir izlenim ediniyorum, kimse tam olarak ne olduğunu ve ne olacağını anlayamıyor.

Şimdi sanırım, bebek katili Abdullah Öcalan bir şekilde açıklama yapacak, (bu TBMM’de olmaz inşaAllah. Eğer TBMM’de olursa ciddi bir infialden doğrusu ben de korkuyorum, zira vatandaşlar bu kadar keskin manevraları sindirebilmiş değil) açıklama sonrası da PKK terör örgütünün en azından görünen bir yüzü silah bıraktığını ilan edecek, Suriye’de mevcut yönetimle birlikte hareket etmek istediklerini açıklayacaklar. Öyle anlaşılıyor ki bu süreç şubat sonu gibi neticelenir. Ondan sonra da AK Parti – MHP cephesi ile DEM’in bir ittifakı başlayacakmış gibi görünüyor. Her halde Abdullah Öcalan’ı serbest bırakacaklar, Selahattin Demirtaş da sanırım tahliye olur ve en önemlisi de Osman Kavala… O da bu süreçte tahliye olurmuş gibi geliyor bana.

Tabi bu sürecin sonunda da herhalde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde DEM’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında yer alarak, anayasa değişikliği de dahil atılması gereken adımlar noktasında AK Parti – MHP cephesine destek vermesi hesap ediliyor.

Tamam, bu süreç böyle işleyecek de peki gerçekten PKK silah bırakır mı? Asıl soru bu değil mi?

Konuya şöyle bakmamız gerekiyor, PKK terör örgütünün, ya da bölgedeki Kürtlerin ‘organik’ bir devlet talebi var mı? Bu ülkede, ya da bu coğrafyada Kürt, Türk, Arap gibi unsurları birbirine düşman eden güç asıl hedefinden vaz mı geçti? Bu sorulara tarihi gelişmeler ışığında gerçekçi yanıt verirseniz PKK terör örgütünün silah bırakıp bırakmayacağını anlarsınız.

Lübnan’ı parçalamak hatta yok etmek büyük İsrail hedefi için yeterli olmuyordu, bunu 1980’li yıllarda gördüler. Onun için de büyük İsrail idealinin olabilmesi için Suriye’yi, Irak’ı, İran’ı ve Türkiye’yi devletsiz bir yapıya dönüştürmek gerekiyordu. Bu ideal için ABD’de binlerce, hatta milyonlarca terörist Kürt, fundamentalist terörist yetiştirildi, hepsinin amacı büyük İsrail idealine hizmet etmekti. Irak, İran ve Suriye için bunu başardılar. Şimdi de sıra Türkiye’de. Bu gerçeği kabul etmeyecek herhangi bir Türk vatandaşı var mı? Süleyman Soylu, TBMM’de bir konuşmasında “Terör örgütünden ahlak bekleyen ahmaktır.” diyor ya işte konu aslında tam da bu. Terör örgütü gerçek anlamda bir Kürt hareketi değil, zaten AK Parti’nin 2006’lı yıllarda yaptığı hata buydu, “bu ülkede Kürt sorunu var” ifadesi bu anlamda en talihsiz açıklamadır. Şimdi de aynısı olacak. Bölgedeki PKK terör örgütü ya da başka isimle anılan herhangi bir terör örgütü, buna El-Kaide ve IŞİD’de dahildir, bölge insanının iradesi ile kurulmamıştır ki bölgenin otoritelerinin konuyu çözmeye gücü yetsin.

Şahsen ben MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın terörün bitmesi için ortaya koydukları bu çabayı değerli buluyorum ama konu benimle bitmiyor ki.

Şimdi ABD’de bölgeyi terör bataklığına çevirmek için yatırımlar yapan, bu katil topluluğu sevgi pıtırcıklarıymış gibi sunarak, Avrupa ülkelerinin de desteğini alarak Türkiye’nin bütün enerjisini sömürmeye çalışan güçler yok mu oldu?

Oy için bu çarka ihtiyacımız var, derseniz bu ayrı bir konu tabi. O noktada da derim ki, keşke Sayın Devlet Bahçeli, DEM’liler ve bir önceki partileri HDP ile ilgili çok sert çıkışlar ortaya koymasaydı, direk HDP’lileri terörist olarak ifade etmeseydi, hatta Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlardan dolayı kapatılması gerektiğini söylemeseydi, bırakın HDP’yi, onunla temas kuranları bile keşke ihanetle suçlamasaydı. Geçmişte o kadar sert olunca bugün bu kadar müşfik olmayı halk kaldıramıyor işte.  Şimdi doğal olarak yaşanan gelişmeleri MHP tabanı, ülkücüler ve ülke kamuoyu sindirmeye çalışıyor da konu o kadar sert ki, sindiremiyor.

Neticede dostlar PKK terör örgütünün silah bırakacağını sanmak siyonizmin büyük idealini ve şeytanın büyük planını hafife almak demektir ve zokayı yutmak anlamına gelir. Bakalım heyeti umumiye, tekrar zokayı yutacak mı?

AK PARTİ KONYA İL BAŞKANI FATİH ÖZGÖKÇEN OLDU

Konuya çok girmeyeceğim. Hasan Angı Başkana karşı ayıp edildi, şu oldu, bu oldu diye de konuyu çok uzatmayacağım. Hasan Başkan, Konya’mızın büyüğüdür, AK Partiyi de bütün zor zamanlarında derleyip toparlayan isim olmuştur. Keşke AK Parti, Hasan Angı gibi bir dava adamının Ankara genel merkeze çekilerek, genel başkan yardımcısı yapılarak il başkanlığından alındığını açıklayabilseydi.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan farkında mı bilmiyorum ama geriye dönüp bakıldığında çok fazla hasara uğramış, enkaza dönüşmüş, gönlü kırılmış insan görülüyor. Bu bir parti açısından da bir dava açısından da çok sağlıklı bir durum değil.

Elbette konu Fatih Özgökçen başkanla ilgili değil. Fatih bey, zor zamanda başkanlığa gelmiş oldu, çok netameli bir 4 yıl var karşısında, çok zor bir zamanda seçime gidilecek, tarihinde ilk defa ikinci parti olmuş olan AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde süreç yönetiminin kolay olmayacağı muhakkak. Asgari ücret, emekli maaşı konuları da kaybın devam edeceği tehlikesine işaret ediyor. Yapacak da bir şey yok. Bu katarı umarım sağ salimen istasyona götürürler. Sanırım 17 Ocak’ta yapılacakmış AK Parti Konya İl Teşkilatının Olağan Genel Kurulu. AK Parti Konya İl Başkanı Fatih Özgökçen’i ve il kongresinde oluşacak yeni ekibini kutluyor, hepsine başarı diliyoruz. Allah yardımcıları olsun.